Saturday, January 25, 2014

Kitap: Anne Frank'ın Hatıra Defteri

Anne Frank'ın Hatıra Defteri'ni bilmeyen yoktur diye düşünüyordum ancak geçenlerde -isim verip rencide etmek istemiyorum ama- 19 yaşında bir arkadaş ilk kez duymuş gibi yaklaşınca... Bu yazıyı yazayım dedim... 

Soykırım denilince aklınıza bu gözler ve gülümseme gelsin.


Anne Frank Yahudi bir kız. Soykırımın sembollerinden biri. Hatıra defterini tuttuğu yıllar arasında Hollanda Amsterdam'da bir evde ailesiyle gizleniyor. Gizlendiği sürece tuttuğu anı defteri, yakalanıp kampa gönderilmesinden ve hayatını kaybetmesinden sonra yayımlanıyor. Aileden hayatta kalan tek kişi olan babası Otto, bazı kısımları gizleyerek bastırmış. Sonraki baskılarda ise bu farklar ortadan kaldırılmış, her yazdığı kitaba eklenmiş. İçinde fotoğraflar vs. de bulunuyor. 

Bu hatıralar neden önemli derseniz, Anne bu defteri tutarken 13 yaşında. Bu yaşta bir genç kızın gözünden olanları izlemek hem daha ağır hem de daha gerçek bir sunum olmasını sağlıyor. İngilizce öğrenim görenler Anne Frank'ın sadeleştirilmiş defterini belki de lisede okumuşlardır. Bendeki de İngilizce kopya, Nook ile okudum.

Anne Frank'ın anne babası, kız kardeşi ve bir diğer aileyle birlikte gizlendiği ev şu an müze. Amsterdam'daki müzenin web sitesi http://www.annefrank.org/ adresinde. Ben de ziyaret etmeyi planlıyorum. 

İnsanı en çok yaralayan, başlarda "ergen işte" dediğiniz küçük kızın, gizlendiği yerde tuttuğu defterin sadeliği. O küçücük alanda, gerginlikle ve maddi manevi zorluklarla saklanıyorsunuz, üstelik yanınızda başka bir aile de var, üstelik ergenlikte bir genç kızsınız. Düşünsenize? Ben o yaşta tuttuğum günlükleri hatırlıyorum, hoşlandığı çocuğu "en büyük aşkı olarak" yazmalar, cinselliği merak etmeler, anneden nefret etmeler, yapayalnız hissetmeler... Bunların yanında güçlü kalmak ve gizlenmek zorundalar, yakalanırlarsa veya yiyecek kaynakları biterse öleceklerini bilerek. Savaşmak için ve oyalanmak için çeşitli yolları var, ödev yapıyor, oyunlar oynuyor, doğumgünlerinde hediyeleşiyorlar.

Anne Frank'ın defterinin zaman zaman sansürlendiğini okumak beni çok şaşırtmıştı. Babası bazı kısımları, Anne'nin sinirle yazdığı, diğer aileleri incitebilecek kısımları ilk baskılara koydurmamış. Bunun yanında tam da o yaşta bir kıza uygun çok masumane cinsellikle ilgili anotomik meraklarını "pornografik" gerekçesiyle dönem dönem bazı ülkeler sansürlemekte. Bu da ayrı bir komedi. Yazılanlar Anne'in regl olma heyecanı, cinselliğinin uyandığını farketmesi, erkek cinsel organının adını bile bilmemesi, kendi cinsel organını ise "kıllardan dolayı pek görememesi" gibi insanı güldüren şeyler...

Böyle böyle yer yer gülerek bir ergenin hatıra defterini okuyup, sonrasında, birisinin ifşası nedeniyle evin basıldığını ve tüm ailenin çeşitli toplama kamplarına götürüldüğünü bilmek, Anne ve kız kardeşinin savaşın bitmesine tam da haftalar kala toplama kampında tifodan ölmesi yüzümüze tokat gibi çarpıyor. 

Masa ve meşhur günlük: Kırmızı Defter.
http://www.annefrank.org/en/Anne-Frank/A-diary-as-a-best-friend/
Yıllardır en çok satılan/okunan kitaplardan biri. Şiddet gösterisi olmadan soykırım saçmalığını okuyabilmenizi sağlıyor. Aynı isimle pek çok kez tiyatro ve sinemaya uyarlandı.

Filmlerini izleyebilirsiniz, ancak bizde en son Kristal Gece (Anne Frank'ın Hatıra Defteri) olarak oynanan tiyatro oyunu şu an gösterimde yok. Belki bir zaman yakalama fırsatı olur.


No comments:

Post a Comment